a

Facebook

Twitter

Copyright 2024 Zigana Köyü.
Tüm Hakları Saklıdır. by ZiganaWEB

8:00 - 19:00

Our Opening Hours Mon. - Fri.

975.789.098

Call Us For Free Consultation

Facebook

Twitter

Search
Menu
 

Zigana Dağları ve Zigana Köyü gezisi

Zigana Köyü Derneği > Gezi Notları  > Zigana Dağları ve Zigana Köyü gezisi

Zigana Dağları ve Zigana Köyü gezisi

Evet, yine bir hafta sonu günübirlik doğa yürüyüşümüz için yine yollardaydık.

08.01.2012 Pazar günü 2000 rakımlı Zigana dağları (Trabzon ve Gümüşhane’yi birbirine bağlayan eski karayolu) ‘nın geçit noktası olan Zigana’ ya doğru Değirmendere Vadisinin her iki yamacında bulunan genellikle Çam, ladin, köknar ve kızılağaç ormanlarıyla kaplı doğa güzelliklerini izleyerek yukarılara doğru ilerlememize şoförümüz Abdi kaptan ile devam ediyoruz.

Aşinası olduğumuz bu yolun hemen her dönemecini, her köşesini dönerken nedendir bilinmez ama yinede ilk kez görüyormuşuz gibi bir his bir hevesle daha başka bir özlemle bakıyoruz etrafımıza.

Bu vadinin en etkileyici yeridir Ziganalar. Burada karın tipinin yağışı başkadır, kar lapa, lapa düşer yere, bu kar yağışı altında yürümekte bir başkadır. Sanki bizleri çağırır gibi olur doğa. Bu günde tepelerden aşağılara kadar uzanan beyaz kar parçaları, dağların arasında saklanan yoğun sis bulutları arasından parıldayan Güneş çizgileri ile bu soğuk havada bizlere ve çevreye bir sıcaklık duygusu vermektedir.

On iki kişilik bu gezi gurubumuzla sürdürdüğümüz bu yolculuk ilerlemekte olduğumuz yol boyunca yapılan yol çalışmaları nedeniyle kısa süreliğine de olsa zaman, zaman ulaşıma kapanmakta, bazen de tek şeritten ulaşım sağlanmaktadır.

Kısaca günlerden Pazar olmasına rağmen yol kıyılarında ardı sıra dizilen büyükçe şantiyeler, iş kamyonları, makineleri derken muazzam bir yol çalışmasına tanık olduk.

Tabii ki bu çalışmalar ve bununla ilgili olarak ta yol çalışmaları sadece geçtikleri yerleşim yerlerinin ekonomisini, kültürünü kısaca gelişmişliğini etkileyeceği kadar bitmek bilmeyen bu çalışmaların yapım aşamasında doğaya verdikleri, verecekleri tahribatı da unutmamak lazım.

Zira yol yapım aşaması derken öyle 5 ay 5 yıl değil en azından 15 yıldır bu yollar hep inşaat halinde, yamaçlar tepeler traş edilmekte yol yapımı için kazı ve dolgu alanlarından çıkarılan materyal gözümüze hoş gelmeyecek görüntüler bıraktıkları gibi çevreyi-doğayı kısmen de olsa etmektedirler.

Bunlara ek olarak yapımı sürdürülen Maçka bölgesindeki Hesçalışmalarının da bu olumsuz manzaraya etkisi bir doğasever olarak gözlerimizden kaçmamaktadır.

Zira küçüklüğümden beri bildiğim bu güzergâhta akan Değirmen Derenin gümüş rengi suyu, ara, ara oluşmuş küçük doğal göletleri ve kenarlarını süsleyen yeşil dokusu gitmiş geriye betonlar arasına hapsolunmuş adeta suyunun suyu çıkmış bulanık akan bir dere kalmıştır.

Genellikle bu doğa ve tarihi gezilerimizde bizleri bilgilendirenCoşkun hocamızın aramızda olmayışından olacak, arkadaşlar kendilerince sohbete dalmışlardı. Arka koltukta İsmail Bey Erhan ve Necip hocamız Tülin, Çiğdem hanım ile gezi gurubumuza yeni katılan Fatma hanım, Abdi beyin kızı ve diğer arkadaşlar ile ön koltukta oturan Muhammet ve Eftal bey olmak üzere bu arkadaşların sohbeti yol boyu taaa Zigana tüneline kadar sürdü.

1987 yılında Başbakan rahmetli Turgut Özal tarafından hizmete açılan ve 1700 metre uzunluğundaki Zigana Geçidi Tünelinin önündeyiz.

O dönemler bölgemizde tünel olmayışından olacak ki hatırlıyorum da bu tünel çok büyük bir çalışmanın ürünü olarak bölgede isminden övgüyle bahsedilerek anlatılmıştı.

Oysa bugün teknoloji sayesinde geldiğimiz bu noktada bu tünelin buraya neden, niçin yapıldığını sorgulamaya başlıyoruz.Yani onca tepeyi, dönemeci aşarak buraya kadar geldikten sonra kalan 3-4 virajı da oynaya, zıplaya çıkabilirdi insanlar. Şimdi ise beklentimiz yaklaşık 10 km. uzunluğunda yapılacak olan yeni tünelin bir an önce bitirilmesi ve yıllar süren Trabzon Gümüşhane karayolu çalışmalarının da nihayetlenmiş olmasıdır.

Yolun sol tarafına yani eski karayoluna sapıyoruz. Karşımızda tepenin hemen yamacında kar beyazlarına eşlik edercesine beyaz bir anıt yükselmektedir.

25 Ocak 2009 Pazar günü Trabzon Tenis Dağcılık Kayak İhtisas Kulübüs (TEDAK) üyeleri ve yürüyüş ekibinden oluşan dağcı grubundan 10 genç doğa severin çığ felaketi sonucu hayatlarını kaybetmeleri hatırasına dikilen bu anıt artık önceki gezilerimizde olduğu gibi bundan sonrada özellikle ziyaret edeceğimiz bir yerdir.

Evet, bütün arkadaşlar minibüsten inerek hafif kar üstünde yürüyerek çığ felaketinde hayatlarını kaybeden doğa tutkunu genç dağcı arkadaşların anısına yapılan bu anıtın önüne gelerek dualarımızı okuyup onları sevgi saygı ve rahmetle anıyoruz. Allah rahmet eylesin mekânları cennet olsun diyoruz.

Saat sabah 09.00 civarlarıydı ve doğa artık bir başka şekillenmeye başlamıştı masallardaki gibi artık bulutların üstünden yükselmekte ağaçlar, ağaçların üzerinden bir anda kaybolup sonra görünen yollar. Sis içerisinde kalmış yamaçlar ve bu yamaçlarda ki tek, tük yayla evleri, derken Zigana Geçidi ve bu geçitte bulunan dinlenme tesislerin önüne gelmiş bulunmaktayız.

“Ey Hayat sen nelere kadirsin derler ya, şimdi kayak ve turizm amaçlı tesisleri ile ismini duyuran bu Zigana geçidi fazla değil tünel yapılmadan 20-25 yıl öncesine kadar yolcuların mola verdiği kamyonların, otobüslerin ard, arda dizildiği, çocukların kartopu oynadıkları yolda kalabalıktan yer bulmak mümkün değildi.

Oteller dolu kasap dükkânlarının önü kendin pişir kendin ye misali mangalların etrafını çevreleyen yolcular artık yok denecek kadar azalmış. Burada bulunduğumuz Lütfi dayının meşhur kasap dükkânının hemen karşısında ki jandarma karakol binası da bu durumdan nasibini almış harabeye dönmek üzere.

Ancak yinede etrafı çam ormanları ve çelik gibi sağlam havası ile kaplı bu güzel doğada bulunan vefakâr insanlar sayesinde az da olsa arıcılık, hayvancılık yaparak etrafa bir canlılık katmaktadırlar. Ayrıca yeme içme tesislerini devam ettirmeleri, buraya yakın sayılan turistik Limni Gölü ve kayak tesisleri ile ismini yeniden duyurur o eskide kalmış hareketli günlerine tekrar kavuşur umarız.

Buradan yaklaşık 10-11 km. aşağıda bulunan Zigana Köyüne doğru yapacağımız yürüyüş için minibüsümüzden aldığımız sırt çantalarımız ve ellerimize taktığımız eldivenler ile yürüyüşe başlıyoruz. Bulunduğumuz bu yerin yüksekliği nedeniyle vadiden esen soğuk buz gibi rüzgâr bizleri şimdiden üşütmeye başlamıştı bile, birkaç gün önce yağdığı anlaşılan kar ise yolun bazı kesimlerinde buz tutmuş, kenarlarda ise diz boyu yüksekliğe ulaşmıştı.

Yürüyüş ekibimizin en önünde Eftal ve Muhammet Bey, sonra ben ve Erhan, doğa yürüyüşlerinde tecrübeli arkadaşımız Tülay, Gülten hanım, Çiğdem ve yeni katılan bayan arkadaşlar derken arkada ekip ve gezi sorumlumuz Necip hocamız ile İsmail bey kardeşimiz olmak üzere uzunca bir izci kolu oluşturduk.

İçimde kar sevinci, etraf farklı şekillerle beyaza bürünmüş. Üzerleri bembeyaz bacalara benzeyen çam ağaçlarına bakıyorum. Bata çıka yürüdüğümüz bu kar içindeki yolda saklanan buzların yaptığı muziplik sonucu bir anda boylu boyunca kendimi yerde yuvarlanır buluyorum.

Kapıldığım bu doğa güzelliği sonucu tekrarlanan düşmelerime, arkadaşların gülümsemeleri de katılınca oluşan manzaranın keyfine diyecek yoktu doğrusu.

Dağların sırrına kapıldın mı bir an,
Çeker seni derinden bir el.
Anlat meramını, söyle derdini,
Yoldaşın olur dinler, sessizce seni.
Aşağılara doğru uzanan,
Bu kıvrım, kıvrım yol.
Dolanırken dağı tepeyi,
Bir şarkı bir şiir olur düş
Aklıma benim.
Düşlerimde, yüreğimde yaşarım,
Hep, bu tatlı ezgiyi. İşte bu yollar
Bu yolları saklayan dağlar,
Dün Ayder’e, önceki hafta Kaçkar’a,
Kurum’a, bugün buraya Zigana’ya
Acaba hangi tılsıma bürünmüş ki
Sihirli bir el gibi, Çeker derinden beni.
Fuat Meydan

Evet, şiirde geçen ve bizleri buralara getiren bu sihirli el sayesinde gezi gurubumuzun 50’şer metrelik arayla oluşturduğu bu izci kolunun bir ucu dönemecin arkasında uzunluğu yaklaşık 800-900 metreyi buluyordu. Öteden beri şahsen tanıdığım değerli arkadaşımız Muhammet abimizin Köstere Köyünden oluşu, bölgeyi ve Zigana köyünü iyi bilmesi, bazı detayları anlatması ile devam eden sohbetimiz yolun çabuk bitmesine neden olmuştu.

Zigana köyünün mahalle ve evleri son tepeyi döndükten sonra daha da belirginleşmeye başlamıştı. Geçit anlamına gelen Zigana köyü eski Trabzon- Gümüşhane karayolu üzerinde bulunması ile geçmişte, tarihi ipek yolu ticaretinde kervanların konaklama yeri olmuştur.

Ayrıca yakın tarihimize kadar İran’la olan kara nakliye taşımacılığı nedeniyle de ekonomik anlamda oldukça hareketli günler geçiren Zigana Köyü o ihtişamlı günlerini kaybetse de köye has olan canlılığını, güzelliğini bugünde büyük ölçüde korumaktadır.

Evet, şimdi Zigana köyü Merkez Caminin önündeyiz, öğle namazını eda ettikten sonra dikkatimi çeken caminin minberi ve vaaz kürsüsü basit olsa da ağaç işçiliğinin güzel örneklerini yansıtmaktaydı. Ahşap motifleri ve bu motiflerin renk, renk boyaları görülmeye değerdi. Ancak daha önceki gezilerimizde gördüğümüz Maruflu Camisi köydeki en eski camilerden biri olup, Maruflu Mahallesinde bulunmaktadır.

Köyün içinde eski ile yeninin buluştuğu evler fotoğraf makinelerimize güzel anılar bırakırken, bizlere hoş geldin diyen Zinanalılarla merhabalaşıp öğle kahvaltısını yapmak üzere karşımızdaki çay ocağına girdik.

Kendi köyümüzdeymiş gibi hissettiğimiz bu yerde çaylarımızı yudumlarken Tülay Hanım ısrarla vurgulayarak ben açık çay isterim” sözleri dikkatimi çekti. Meğer Servetin Çay Ocağı “ yazılı tabelanın altında açık çay yoktur “ yazısı yazmaz mı, bizler tatlı bir tebessümle gülerken, gezi arkadaşlarımızdan birkaçının da bu köyden oluşu, sohbetimizi biraz daha artırdı tabii.

Yaptığımız bu hafif kahvaltıdan sonra Muhammet beyin köyü olan Köstere köyüne de uğramak üzere Zigana köyüne ve Ziganalılara veda edip ayrıldık.

Öteden beri bu yoldan her geçişimde çeşme ve yanında çıra satan çocukları görürdüm, yandaki tabela Köstere Köyünü göstermekteydi kısmet bugüne demekmiş.

Yoldan 2 km içeride bulunan Köstere Köyüne doğru yine vadi boyunca ilerlemeye başladık ulaşım olarak hiçte fena sayılmayan bu Köstere Köyü de bu Zigana dağlarının yamaçlarında bulunan diğer köylerden pek farklı değil. Bizleri karşılayan köy imamı ile biraz sohbet ettiğimizde köydekilerin ekonomik nedenlerden dolayı büyük ölçüde dışarıya göç ettiğini söylüyor, havanın soğuk olmasına rağmen kocaman köyde sadece bir iki evin bacasından duman tüttüğü görülmektedir.

Yan tarafımızda çitlerle sarılı bahçe içerisinde görülen yarı ahşap bu ev ise, Muhammet beyin evleri. Köyü anlatırken yeni yapılacak olan Zigana tünelinin hemen aşağıda köyün girişinden başlayacağını dolayısıyla köye önemli ölçüde bir fayda sağlayacağını söylerken, bu tünelin bir an önce yapılmasını bende şimdiden arzu etmeye başlamıştım bile.

Artık hava kararmaya başlamıştı, akşamın soğuğu dağda bizi etkilemeden bir an önce Trabzon’a varmak üzere geri dönüş yolculuğumuz başlamış oldu.

Böylece bugün temiz bir havada yaptığımız uzunca bir yürüyüşün ardından evlerimize doğru hareket etmeğe başladık. Gezide bizlere eşlik eden Başta gezi sorumlumuz Necip hocamız olmak üzere geziye katılanlara teşekkür eder tekrarında buluşmak dileği ile hoşça kalın diyorum.

Fuat Meydan : meydanf@gmail.com

No Comments

Sorry, the comment form is closed at this time.